5 Aralık 2009

3. Ege Art Sanat Günleri' nde Şuursuz bir Dönüş; Devran Mursaloğlu Sergisi



İstanbul’ daki pek çok sergiye ve İtalya, Polonya, Almanya, Avusturya ve Kore gibi yurtdışındaki bir çok uluslararası sergi ve etkinliğe katılmış olan, kağıt moda tasarımlarıyla da tanınan tasarımcı-sanatçı Devran Mursaloğlu, Ege Art sanat günleri kapsamında “Şuursuz Dönüş” isimli sergisi ile kamusal bir alanda izleyicilerle buluşuyor.

İstanbul dışında, özellikle kamusal bir alanda düzenlenen bu sergi, aslında Türkiye sanat ortamında yaşanan bir dönüşe, dönüşüme de göndermede bulunarak, sanatın mekansallığa bağlı olmaması gerektiğini ifade ediyor. Ayrıca bu kamusal alanın bir tren garı oluşu, bu mutlak dönme hareketinin (gidiş ve dönüş) en belirgin biçimde gözlenebileceği bir mekan olması bakımından, kağıt işlerle de ironik bir yanyanalık kuruyor.

Sergilenen her eser kendi içinde, kendi bileşenleri ile tekilde sağladığı bütünlüğü bir araya geldiklerinde de bir bütün oluşturacak şekilde kurmaktalar. Kendi içinde tekillikler yolu ile kurulan bu bütünlük, bütünün anlamını tekilde, tekilin anlamını da bütünde aramak olarak açıklanabilecek ve özellikle Mevlevi tasavvufunda da derin bir anlamı olan bu hermentetik döngü, bir anlamda bu kendi özünden bütüne veya bütünden öze dönüş serüvenini içselleştirerek izleyiciyi var oluş nedeniyle buluşturmakta ve bu bilinçaltı buluşma izleyici ile sanat eserini de bir bütün olacak şekilde bir araya getirerek izleyicinin şuuruz bir biçimde evinde hissetmesini sağlıyor.

Kendi içinden geçen, ya da yan yana birleşen halkalar, kendi içinde dönerek bir form oluşturan kaseler ve toplar evrenin en küçük zerresinden en büyük parçasına kadar tüm bileşenlerinin mutlak hareketi olan kendi içinde ve birlikte dönüş hareketini ifade ediyor. Güncel hayatımızdaki ötekileştirme ve yabancılaştırma alışkanlıklarımıza da gönderme yapacak şekilde farklı formlarda karşımıza çıkan eserler, şuursuz bir dönüşün de aslında özünde bütünü oluşturan bir aynılık ve farklılık barındırdığını ifade ediyor.

Hegel’ in belirttiği şekliyle aslında öznellik barındıran ve dışsallaşıp, insanın tininde tekrar kendisine dönen ve bütün süreci anlamlandırarak kendini bilen, spinoza felsefesindeki ölü töz, tek mutlak hareket olan dönüş yolu ile, bu dönüşün en kavranabilir örneklerinden biri olan kağıt olarak karşımıza çıkıyor.

Mevlana. evrendeki en küçük alemden en geniş aleme kadar her şeyin sürekli dönme eylemi içinde olduğunu belirtir. Mevlana‘ya göre önemli olan bu bütün içerisinde insanın kendi gerçeğini araması, uyanması ve hakikate ulaşmasıdır. “Gerçek varlığınızın çevresinde dönün” sözüyle bunu en güzel biçimde özetler. Ezoterik felsefede evrende tezahür etmiş her varlık bütünün bir parçasıdır ve bütün gibi bu parçalar da aynı iradeye tabidir. Bütün içerisindeki kurucu tek bir tekil öğe aynı zamanda bütünün kendisini oluşturur.

Sanatçının bilinçaltını da yansıtan bu gerçeklik arayışı, aslında bir anlamda sorgulayan, anlamlandıran ve yansıtan sanatçı kişiliğindeki heyecan, iniş ve çıkışlar ile izleyiciyi de kendi şuursuz dönme eylemine ortak ediyor. Bu ortaklığı bazen küçük bir halka, bazen halkaların bir araya gelerek yığınlar oluşturduğu entelasyonlar yolu ile kuruyor.

Başlangıcı küçük bir daire olan ve sonrasında farklı geometrik şekillere dönen kağıtlar, sanatçının kurmayı amaçladığı etkiyi destekleyecek şekilde izleyicilerin üzerine gelerek ya da küçük detaylarda saklı sakinlikleri ile izleyicileri kendine çekerek aslında formun sınırlarını sorguluyor. Başından sonuna kadar tüm gelişimini sergileyen tasarımı görmek için bütüne bakmak en kestirme yol olsa bile, tekil öğelerdeki kendine özgülük, bir birimin çoğaltımı yoluyla bu öznelliklerin bütünde nasıl farklı bir öznelliğe dönüştüğünü kanıtlayarak sanatın da özüne işaret edecek şekilde tezahür ediyor.

Günümüz çağdaş sanatının form ve malzeme zenginliği içerisinde kağıt işleriyle kendine has bir yer edinen sanatçının, kağıtlarla hayat bulan ve kozmosun bilinçaltını işaret eden özgün ve samimi sergisi “Şuursuz Dönüş” , 3.EgeArt Sanat Günleri kapsamında 11–15 Aralık 2009 tarihleri arasında TCDD Alsancak Garı’ nda izleyicisi ile buluşuyor.

1 Aralık 2009
Alper Karabatak