16 Şubat 2010

İKİLİLİĞİN ZITLIĞINDA CLAUDE CLOSKY : YAZI MI TURA MI


Claude Closky, 1999’ da ‘Grand prix des Arts Plastiques’, 2006’ da da ‘Marcel Duchamp Prize’ a layık görülmüş, çalışmaları Fransa dışında iki yüzden fazla sergide ve kendi ülkesinde defalarca sergilenmiş, önemli müzelerin koleksiyonuna girmiş, dünyaca ünlü post-kavramsal bir sanatçı. Paris’ te yaşayan 1963 doğumlu Fransız sanatçının çalışmaları Türkiye’ de ilk kez Akbank Sanat’ ta Ali Akay’ ın küratörlüğünde düzenlenen ve açılışı 16 Ocak’ ta gerçekleştirilen ‘ Yazı mı Tura mı’ isimli sergide sanatseverlerle buluşuyor.

Tüketim toplumuna has komik ve yavan refah anlayışını sorunsallaştıran çalışmaları ile tanınan sanatçı, anlamların bir araya gelişi ile nesneleşen simgelerin yan yanalığı yolu ile simgeselliğin zıtlıklarla var olmak durumunda olan absürdlüğünü sorguladığı eserlerinde, bireyin seçtiğinin ilüzyonunu, kendi üretimi olan saçma sistemler tarafından manipule edilişini izleyicisine hissettirerek, eğlenceli ve radikal bir anlatım dili kullanıyor.

Eserlerinde kitle iletişim araçlarından ya da internet’ ten aldığı imajların estetik anlamlarını göz ardı edip yine bu imajlara yüklenmiş olan anlamların müphem kullanım ile sınıflandırılışı eleştiren sanatçı, form ve içerik arasındaki bağı çok boyutlu bir bakış açısıyla yorumluyor. Anlamları nesneleştirerek, nesnellik iddiası altına saklanan göreceliliğe dayalı değer yargılarını öznel çıplaklıkları ile baş başa bırakan sanatçı, anlamlandırmanın katmanları üzerinden aslında tüm düzeni ve günlük hayatımızı şekillendiren unsurları irdeliyor.

İlk dönem işlerinde daha çok sistem ile varlık arasındaki mantıksallığı irdeleyen sanatçı, son dönem çalışmalarında ise bunu ileri götürerek sistemlerdeki kronolojik, rakamsal ve alfabetik anlamlandırılışlar üzerine yoğunlaşıyor.

Adını yazı ile rakamın iki boyutlu zıtlığından alan bu sergisinde de, imajlar, sözler ve sesler arasındaki ayrımların geçirgenliğine ve ortadan kalkışına dikkat çeken sanatçı, anlamın gelip geçiciliğine ve bundan doğan anlamsızlığa, enformasyon çağı ile hayatımızın giderek hızlanışı nedeniyle seçimin imkansızlaşması ve düşünce ihtimalinin basitleştirilmesine göndermede bulunarak, vurgu yapan eserleri ile izleyicisine, hayatındaki zıtlıklar ve ikili seçimler arasına sıkışmışlığını hatırlatıyor. Bu bakış açısı ile aynı zamanda, aynı anlamlandırma yapısının diğer tüm sistemler gibi bir parçası olan sanattaki sıkışmışlığa da göndermede bulunuyor.

Serginin küratörü Ali Akay’ a göre sanatçı, imajların anlam ve anlamsızlığı üzerine düşündürten bu sergide, sessizce durarak, birbirleriyle karşıt ikilikler yaratarak hem arkalı önlü, hem de seçim yapılamaksızın imajların zıtlığı üzerine sıkışmış olan izleyicilerine, sanat tarihinin yakın zamanına, enformasyon ve haberler dünyasına, gündelik yaşamın tüketim toplumunun markalarına; kelimeler arasındaki imajlarda, seslerdeki yankılara ve yakınlıklara ait bazı ipuçları veriyor.

Sergide, sanatçının yerleştirme, dia gösterisi ve animasyon video olmak üzere üç eseri sergileniyor. Giriş katında sergilenen ve galeriye girdiğinde izleyiciye deşifre olacağını hissettiren ‘Yassı Dünya’ isimli eser, oldukça uzun beyaz bir masaya yerleştirilen arkalı önlü binlerce imajdan oluşuyor. Masanın beyaz oluşu özün saflığını, imajların iki boyutluğu çok boyutluğa yönelik indirgemeci baskının ve farklı imajların arkalı önlü basılmış olması ise anlam ilişkilerindeki ikilikler yolu ile şekillenen algının ifadesi niteliğindeler.

Üst kattaki büyük odada sergilenen ‘No Choice’ isimli çalışmada, karşılıklı uzak duvarlara hızlı bir şekilde yansıtılan ve izleyicinin aynı anda göremeyeceği birbirine zıt ancak ilişkili imajlar, ikiliğin yarattığı seçeneksizliğe, seçimin tesadüfiliğine ve anlamların geçirgenliğine göndermede bulunuyor.

Yine üst kattaki küçük odada sergilenen ‘Geo Metry’ isimli animasyonda ise, Dünya haritası üzerinde sonsuz bir döngüde gerilen geometrik şekiller yolu ile sembollerin zamanın engellenemez akışına dahil oluşunu hissediyoruz.

Sergiye mekan olarak yan yanalıkların ve zıtlıkların en geçirgen olduğu, anlam verme ve anlamdan çıkarma, kodlama ve kodsuzlaşmanın en hızlı yaşandığı İstiklal caddesindeki bir galerinin seçilmesi de son derece ironik. Çağdaş sanatın dünyadaki en önemli temsilcilerinden birinin çalışmalarını görmek isterseniz, 6 Mart 2010 tarihine kadar Akbank Sanat’ a uğramayı unutmayın, tabi seçeneğiniz varsa…

Alper Karabatak
1 Şubat 2010