14 Nisan 2010

MEKANDA ANLAM BULAN ‘İÇİMİZDEKİ ZAMAN’


İstanbul Modern’ de 27 Ocak’ ta, Türkiye, Rusya ve Yunanistan’dan fotoğrafçıların yapıtlarından oluşan, üç ülkenin bir arada açtığı ilk sergi olma özelliğini taşıyan ve üç müzenin işbirliğiyle hazırlanan “İçimizdeki Zaman” sergisi açıldı.

Her üç ülkeden 5, toplam 15 fotoğrafçının 151 fotoğrafından oluşan sergideki fotoğraflar, İstanbul Modern Fotoğraf Sergileri Küratörü Engin Özendes, Moskova Fotoğrafevi Müzesi Müdürü Olga Sviblova ve Selanik Fotoğraf Müzesi Müdürü Vangelis Ioakimidis tarafından seçildi.

Sergide, Türk sanatçılar Berk Bilgin, Tolga Özgal, Burcu Göknar, Deniz Açıkalın, Yusuf Sevinçli, Rus sanatçılar Petr Lovigin, Georgy Pervov, Tim Parchikov, Natasha Pavlovskaya, Ivan Mikhailov, Yunan sanatçılar Paris Petridis, Panos Kokkinias, Yiorgos Kordakis, Stratos Kalafatis ve Christina Dimitriadis yer alıyor.

Sergide yer alan sanatçıların her biri kendi ülkesinde dikkat çeken, çeşitli ödüller kazanmış ve öncü niteliği kazanma iddialarını yansıtan genç kuşak sanatçılar. Eserler arasında bir hayli resimsel bulduğum kompozisyonlar, renkler ve ışık kullanımları var. Örneğin Petr Lovigin’ in gtoresk figürleri fantastik sinemaya ve ekspresif tavra atıfta bulunuyor, eserlerinin sergi koridorunun sonunda tüm fotoğraflara bakacak şekilde konumlanmış olması izleyiciyi kendi dünyasının parçası kılabilmesine vurgu yapar nitelikte. Berk Bilgin, Natasha Pavlovskaya, Georgy Pervov, Ivan Mikhailov ve Deniz Açıkalın’ ın eserleri realist resme ilham verecek kadar dikkat çekici. Aslında, tüm çalışmalardaki bu etkileyicilik serginin başarısını haklı kılıyor.

Serginin küratörlerinden Engin Özendes, bu serginin üç ülke fotoğrafçılarının buluşması, kaynaşması ve evrensel sanat değeri ile, fotoğraflarının aynı anda, aynı mekânda sergilenerek, birbirlerini anlamaları için tasarlandığını belirtiyor. Sergi, Türkiye, Rusya ve Yunanistan’daki güncel fotoğrafçılığın tamamına dair bir bakış sunma iddiası taşımasa da ülkelerinde ön planda olan genç kuşak sanatçıları izleyicileri ile buluşturuyor. Eserler, İstanbul Modern’ de “İzleme”, “Anımsama”, “Düşleme”, “Işığı Kullanma”, “Dönüş”, “Eğlenme” ve “Kutlama” isimli yedi başlık altında sergileniyor.

İzleme başlıklı seride; Georgy Pervov, duvar resimleri ve yazılarının grafiğinden yararlanarak sunduğu gerçekçi kent siluetleri ile alttaki metaforik felsefeyi izleyicinin yorumlamasının yolunu açıyor. Patris Petridis, boş mekânların uyandırdığı yabancılaşmadan hareketle zarar görse bile hâlâ değerli ve görkemli olduklarına dair direnen nesneleri İstanbul’daki Rum-Ortodoks okullarını fotoğraflayarak vurguluyor. Natasha Pavlovskaya, ‘Rölyef Baskı” başlıklı serisinde Moskova’nın merkezinde bulunan “Vimpel” matbaasındaki eski sembollerden kalanları toplu bir portreye dönüştürerek bit pazarı olarak tasvir ediyor. Panos Kokkinias, önemsiz gündelik anlar içine sıkışan insanların, hareketsiz gizemli figürler olarak mekana aidiyetlerini sorguluyor.

Anımsama başlıklı seride; Yusuf Sevinçli, ‘Ev’ isimli serisinde çocukluk anılarına dönük anımsamalarla, değişimi sorgularken, bellek ve mekânlar arasındaki ilişkiyi anlatıyor. Stratos Kalafatis’in otoportre niteliğindeki fotoğrafları kendi ihtiyaçlarını ve korkularını yansıtan birer aynaya dönüşüyor. Berk Bilgin, “Yitik Anılar” başlıklı fotoğraflarında, zamanla unutulup giden, zamanın pasıyla dokusunu kaybedip solan anılarını, aşınmış imgeler ile aktarıyor.

Düşleme başlıklı seride; Petr Lovigin yarattığı “Kostarika” adlı mitolojik bir ülkedeki canlıları ve oranın sakinlerini mizahi ve grotesk figürlerle anlatıyor. Christina Dimitriadis, Avrupa’ nın farklı şehirlerinde çektiği fotoğraflarla oluşturduğu “Özel Mekânlar” ve “Kurmak Yaşamak Terk Etmek” isimli iki serisinde aidiyetin sınırlarını sorguluyor.

Işığı Kullanma başlıklı seride; Tim Parshikov, “Kuşkulu Bekleyiş” serisi ile, çerçevenin dışında kalanın görünen kadar önemli olduğu anlarda ortaya çıkan kontrast ve asit rengi bir ışık olarak sunduğu bilinçaltı gerilimi Avrupa kentlerinin sokaklarında arıyor. Deniz Açıkalın, şehrin trafik ışıklarını kullanarak, ifadelerin teatral bir hal aldığı, plastikleştiği bir atmosfer yaratarak ışık kaynağının belirsizliği üzerinden kentsel mekânın gece görüntüsüne farklı bir bakış açısı katıyor.

Dönüş başlıklı seride; Ivan Mikhailov, çeşitli nedenlerle kırsal bölgelerden Moskova’ya gelen genç insanların şehir ile kurdukları iletişimi ve varoluşsal endişeyi gecenin karanlığında balkondan kente bakışlarında bulmaya çalışıyor. Burcu Göknar ise, tam tersi bir göçü, Türkiye’de akut şehir fenomeninden kırsala kaçan insanların iç göç olgusunu ve kuşakların köy ile kent arasında kalmış dokusunu yansıtıyor.

Eğlenme başlıklı seride; Giorgos Kordakis, “Küresel Yaz 2005-2008” başlıklı fotoğraflarında yaz mevsimini kaygısızlığı görselleştirmenin bir yolu, içeriğin kaybolup forma dönüştüğü bir olgu olarak konumlandırarak, tatilcilerin suya yakın olmak adına giriştikleri küresel eylem üzerinden kültür ve etik arasındaki karşıtlığı inceliyor

Kutlama başlıklı seride ise; Tolga Özgal, genellikle “Saray” ya da “Düğün Salonu” adı verilen mekânlarda yapılan kendine özgü “varoş” düğünlerini görüntüleyerek anlamlandırmalar arasındaki tezatlıklara dikkat çekiyor.

“İçimizdeki Zaman”, Mart 2010’da Moskova Uluslararası Fotoğraf Bienali’nde, Nisan 2010’da da Selanik Uluslararası Fotoğraf Bienali’nde açılacak ve Nisan-Mayıs aylarında her üç ülkede aynı anda sergileniyor olacak.

İç içe geçen, birlikte var olan ve farklı mekansallıklarda ortaya çıkan ortak duyguları yansıtan ve zaman algısının mekanın ruhuna kattıklarını sorgulayan çalışmalar 16 Mayıs’ a kadar İstanbul Modern Sanat Müzesi’nde görülebilir.

Alper Karabatak
25 Mart 2010

Hiç yorum yok: